8 Ekim 2011 Cumartesi

Kadına Şiddet!

Ağzı kulaklarına varıyor herifçioğlunun; Beeeennn yaaayınnnnladıııımmmmm! çünkü kadına şiddete dikkat çekmek için bunu yapmak zorundaydım! vaaayyy beeee...

Benim anladığım; "kadına arkadan saplanmış bıçak resmini, hemi de büyük boy basarsak manşetten accayip ses getirtir, parayla pulla sağlayamayacağımız reklamın, kralını yapmış oluruz. Bi taşla iki kuş ne kelime, tam beş kuş vururuz;
1)Tepki verenler dahi reklamımızı yapar.
2)Hem kadınlardan hem erkeklerden afferim alırız.
3)Gazateleri denetleyen kurumdan(vardır heralde öyle bir kurum) ceza alsak bile öderiz cezayı, cezayı öderken bile haklı oluruz puan kazanırız.
4) Sağcısı, solcusu, cıcısı, cucusu, kılı, tüyü hepsinin takdirini alırız, her zımbıttırıkta gündem oluruz, hepsinin adamı oluruz.
5) Böyle bir gazateciliğin en azından kendimiz için önünü açmış oluruz, bir kere yaptık artık, o yoldan defalarca gider geliriz, her gidip gelişimizde burdaki(arkadan bıçaklanmış kadın resmi) haklılığımızdan aldığımız güçle eleştirileri berteraf ederiz."

Geçenlerde iki eski arkadaşım(!) yumruk yumruğa kavga etmiş, bi başka arkadaşımıza haksızlık ettiğini söyleyerek biri diğerine, kavgayı başlatmış. Ama ben ikisini de tanıyorum, ne biri başka birinin hakkını korumak için kavga eder, ne de diğeri birileri dedi diye haksızlık etmekten geri durar. Şimdi ortada bir haksızlık var doğru. Biri öbürüne niye lan arkadaşımıza haksızlık ettin diyerek & stop stop stop, burda durun di-ye-rek. Haklı bir yere dayanıp oradan saldırıyor, dışarıdan bakan birisi vaayyyy beee ne erdemli bir davranış der, demezse adamdan şüphe edilir. Ama kazın ayağı öyle mi? değil tabii ki. Zaten hıncı olduğu birine diğeri, her kesin hak vereceği bir yerden saldırıyor mevzu bu.
Hakkı yenen arkadaşa, yani kendisi için kavga edilen arkadaşa aynen burda yazdıklarımı söyledim, önce hoşuna gitmedi. Senin olaylara bakışın hep bi tuhaf zaten dedi ve peşinden, en içten bakışlarla "doğru diyosun aynen dediğin gibi" dedi.

Arkadaşlar yaptığınız şark kurnazlığının ince bir versiyonudur. Ne senin derdin kadına şiddete dikkat çekmek, ne de senin derdin o arkadaşımızın hakkını korumak

Kadına şiddet mevzusu hakkında benim düşüncem; Sebepsiz(sebepli de ne yapacağımı da yazacam az sabır) yere bir kadına zarar vermem, vereni de adamdan saymam. Cocuğa şiddete de karşıyım hem de kadına şiddete olduğumdan daha çok. Çünkü çocuk savunamaz kendini, kadın en nihayetinde yetişkindir ve özgür iradesi vardır. Ha bu arada çocuğa şiddet en çok anneler tarafından uygulanıyor gibi geliyor bana. Ben mobinge de karşıyım işyeri terörü, yaw ben haksızlığın hepsine toptan karşıyım var mı daha ötesi; kadının çocuğa, erkeğin kadına, patronun işçiye, amirin memura...
Gelelim sebepli kısmına, mesala aldatılıyorum bir başka erkekle ve bunu öğrendim(uç bir örnek vereyimki mevzu netleşsin en berrağından) diyelim. E çok basit, bırakırım. Gitsin istediği ile istediği haltı yesin, hayat ona gereken cezayı verir nası olsa, vermese nolur, umurumda olmaz, önüme bakarım. Tabi öncelikle Allah kimsenin başına vermesin, yazıldığı kadar kolay olmaz bu süreci atlatmak.

Arkadaşlar eyy okuyucular :) "meselenin iç yüzü" denen mevzu dış yüzünden çok daha önemlidir, insanların dediklerinden ziyade ne demek istedikleri önemlidir, dikkat edin, kurda kuşa yem etmeyin kendinizi. Hadi bakiyim kalın sağlıcakla :))

5 Ekim 2011 Çarşamba

Bazen

Hayat bazen, her tuttuğun dalın eline gelmesidir, ve belki de daha kötüsü; bunun nerede duracağını bilememektir, kestirememektir.

Ama bazen de; tereyağından kıl çeker gibidir. Ve belki de bir tüyü üflemek gibidir.

Esas mesele ise; hayatın iniş ve çıkışlarını yaşarken "adelet" ile hükmedebilmektir.